17 Haziran 2010 Perşembe

Ölüler Kentinde Kubaran Düşünceler

I.

taze rüzgardan akan
kayıp yağmur tanesinden hallice
kendi kavramını kaybeden zaman
ölü ruhlar kentine
ışığı yavan dahi yaymayan
gaddar güneş gibi yaman
değil köle insan;kuklalar
faşizmin zerk edildiği kör damarlar
katletmiş humanizmi
ben de katledildim
düşünceme demir urgan vurdular
ve boşluk( )

II.

boşluktaki doluluğu farkettiren duman
yarış atı çevikliğinde
kubaran düşüncelerin
fevri sayıklamaları kadar
ani hareketlerle azaları burkulmuş yıldızların söndüğü
dumanın çöktüğü ağırlaşan gecede
toprakta filizlenen düşünce
ışıldatır çağıltılı heceleri
ve gökyüzüne yükselir kalemden kanat yapan heceler
aydınlatır bağrı açık gökyüzümü

gece giysili ölü ruhlar kenti
kavuşur yıldızlara
farkına varamayanlarsa
her daim ölü

Ekrem Emre Ünlü

9 Haziran 2010 Çarşamba

Kadının Saçları

göz çukurlarında yazılı
geçmişinin kavi yalnızlığının
baki yazgısı
gözleri parlak ve baygın
sürmesi nedamet izi
gibi
süslemiş sanki
mor gözlerini
adamı

döşünde açılan çekmecede
-düşünde saçılan- kadının
düştüğü -adamın- düşünden
saçları vardı
düşürdüğü/ ve devşirdiği kadının

her daim gizemli kilidini
vurduğu
ateşini kuruttuğu
kuruttuğu ateşini soğuttuğu
döşünde uyuttuğu
düşünde unuttuğu
çekmecesinde adamın

çekmecesinde adamın
düşünde devşirdiği kadının saçları vardı
gizemli giz kaplamalı sihirli ilaçtı o saçlar
saçlarda çidam otu yemiş atlar koşardı

sabır aşısıydı (adamın) bereketlendiği
kilise cazibesinde kutsallaştırdığı (adamı)
Meryem Ana büyüsünde İsa'lar çoğaltan saçları
adamın ilacıydı
adamı çarmıha geren kadın/ın
saçları...

Ekrem Emre Ünlü