11 Kasım 2011 Cuma

Tevahhuş




egzotik bir yabaniliğe dönüşüyor sürmesiz gözlerim
bilinci kapalı empati tohumsuz kentin bok-bilmiş andavallarına
şair komandolarını salmıştım ikinci yeni gerillamın
paçoz eleştirilerin kıskanç gölgesine

tek yumruğum havada şeytansız gecenin nurlu rahminde
şiirlerimi okuduğum dumansız odada
beni edip cansever şiirlerinden başkası ışıldatmaz

aniden uzaklaşan dostane bakışlardan
hınç kokan kestane lezzeti garipliği sindi dizelerime
dizlerimin dibinde büyüyen kafiyelerle
hızıra uğrayan alkol gibi çağladı imgelerin dansı
ki yazdığım bazı şiirler anlaşılmaz


o şehvet kokan aşkın kollarından
gotik makyajlar akıyordu sonsuzluğuma
sonsuz soluğuma işlemiyordu anksiyetik aşk
efendiliğimi piçliğime feda ettiğim orospuluktu aşk
çoğu bitmiş rakı sofrasında bozuk meze gibiydi aşk
donuk sevişmelerin zehirlediği
terlerin buharlaşmadığı zevklerle örülü ve aymaz

geceme güneş damlıyor
üstüm başım endorfin ve kalemim boşboğaz..

Ekrem Emre Ünlü

10 Kasım 2011 Perşembe

Mor Panayır Harekatı



kavrulduk, yakında bir karanlık da yok ve
kafalar kırık
oksijen ve karbonmonoksit kardeş oluyor burada
bir yükselip bir düşüyoruz
milyonlarca göğe spermvari fırlatılırken
ölmemek için şeytana diklenemedik
geri dönüş yok
ama boğulmadık
çürümüş birer zombi gibi

hissiziz kenti ele geçiren gösterişe karşı
biliriz kıymet nedir 80'li yılların tohumuyuz
aydınlık koymuştuk siyanürlü düşüncelerimizin adını
günahı, zorbalığı içimize işlerken
yanıldığımızı bilemezdik
şimdi azad ediyoruz karanlığa karşı kendimizi
en güçlü silahımız tükenmez kurşun kalem

güçlendiriyor
tapon toprakları
mor düşlerin bereketi

ve
yetmiyor zaman onlarca anlama
kapılar açan
kapalı şiirleri anlatmaya

düşümde mor panayır harekatı
kulaklarımda o ses:
"don't worry,be deli"..

Ekrem Emre Ünlü

Garfield

......

3 Kasım 2011 Perşembe

Kapalı Şiirler Atlası




savruk bir güneş çarpıyor dilime
sabahın zemheri karanlığını yalıyorum
içimdeki aydınlığı kentin en ücra köşesine
zerk ederken, bulutlar çiçek çakıyor
çocukların elinde silah yerine bilye
gülümsüyorum.

kapalı şiirler atlasına düşüyorum
ne çok kelime var
ne çok anlam
ne çok yaşanmışlık aslında
hepsi de zihnimde asılı
nam-ı diğer mor panayır burası
gökyüzünde balonlarda sevişen filler,okyanusta dans eden mor balıklar
ellerimde tütsülü kafiye kokusu
gülümsüyorum.

göğün kafiyesinden akıyor
şiir nehri
şairler kalemden yapılmış kanolarda
yazıyor şiirlerini
aramıyorlar hiç
bereketli topraklarda ektikleri
illegal tohumların yeşil meyvelerini
üzerimde yok duman kokusu
gülümsüyorum.

deli gömleği giymiş ağaç
kendi meyvelerini yiyor
ama yine de aç
dalını koparıp göğe savuruyor
vah vah
meğer yaprağına aşık olmuş
allah allah
gülümsüyorum.

ovada bir kadın
ne güzel bir kadın
yemyeşil
asil
celtic müzisyeni gibi
kıvırcık saçlarında şiir lekeleri
hala çıkmayan
gülümsüyorum

yerde uçan çakırkey kuş
hafif yaralı
kanatları imge boyalı
gövdesi düz yazıdan çelimsiz
şiirden kaslı
güçlü ve korkusuz
lokasyonu kapalı şiirler atlası
haris akbabalara rağmen
gülümsüyor purple kuş
gülümsüyorum.

Ekrem Emre Ünlü