24 Haziran 2012 Pazar

Hav




nemde boğulan odam loşluğun şeytaniliğine kapılırken
yağmurunu öpüp intihar eden bir bulut görüyorum
yıldırım düşüyor zihnimde dans eden geçmişimin silik etine
yılgın siluetime şiirler ekip güneşe fırlatıyorum
imgelerimde boğulan ellerimi çekik gözlerine sarkıtırken
dudaklarından sonsuzluklar yapıp ikimizi yerleştiriyorum içine
hep burada duralım diye adını burdur koyuyorum evrenimizin
adının ilk üç harfiyle başladığı için değil sadece
seni ilk kez burada öpüyorum

ruhumdaki kırışıklıkları ağzınla ütülüyorum
kafamdaki karışıklıkları aşkınla

kedi ve köpek
aynı anda farklı şehirlerde
birbirlerine dokunabilirdir
aşk
kurak toprak ve yağmur arasındaki kavuşma gibi
aramızdaki aşk
özlem dolu ve rayihalı
seni ilk kez burada kokluyorum
hav!

ekrem emre ünlü

7 Haziran 2012 Perşembe

Dada Atı




italyanca rapi sek içtim
tekila söylüyorum doğaçlama
bok akçe kara gün içindir

sefaletin güzelliği gümüşten daha parlaktır dostum
simit özgürlüktür ve mangırsız sokaklar da
altından daha değerlidir mantarlar özellikle vo mantar

portakalda vitamindir barış kayra
belki de dünyayı kurtaracak adam
ve anası burcu dünyadaki bütün portakallardan tatlıdır

iki artı ikinin beş ettiğini keşfettiğimden beri
daha fazla bilmek istemiyorum lanetlenmiş olabilirim
yağmur tıkırtısına erekte olabilen bir at olmayı hayal eden bir karınca olmak isterdim

zira saçlarıma düşen yağmurla beynime düşen aynı değil
ne dediğimi anlayamamamı yadsımak şiirimde;işte arzuladığım özgürlüğün
özü bu

kelimeler batıyor beynime ve ben onları ellerime üflüyorum
amino asit ve protein tozlarıyla aptallaşırsam kendimle barışırım
cehaletin erdeminin büyüsüne kapılmamak elde değil;adoniste

öyle ki
kendimle çelişirken ne dediğimi kavrayamamak
doğru yolda ilerleyen bir at olduğumu gösterebilir..

ekrem emre ünlü